22 yaşında genç bir kadın olan Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından İranlı emekçilerin, en başta da gençlerin öfkesi katlanarak artıyor. Faşist molla rejiminin baskı ve zulmünün yanında yaşanan derin yoksulluk, toplumda biriken isyan duygusunu pek çok şekilde açığa çıkarıyor. Ülkenin her yerine yayılan isyan ateşinin kıvılcımını çakanlar ise kadınlar ve gençler. Üniversite kampüslerine yayılan eylemlerde İranlı öğrencilerin “Özgürlük!” haykırışına çeşitli açıklamalar ve bildiriler eşlik ediyor.
Geçtiğimiz günlerde İranlı işçiler üç gün genel grev çağrısında bulundular. 5 Aralıkta başlayan genel grevde esnaf kepenk kapattı, işçiler iş bıraktı. Öte yandan öğrenciler de bu çağrıya kulak vererek okullarına gitmedi. Genel grev boyunca İran sokaklarında gösteriler gerçekleştirildi. Gençlerin en ön saflarda yer aldığı eylemlerde elbette tutuklamalar ve gözaltılar da devam etti. Ancak tüm baskılara, yasaklara ve katliamlara rağmen ne işçiler ne de üniversite öğrencileri geri adım attı. Üniversiteliler kampüslerde başlattıkları boykotları ve isyan dalgasını sokaklara da taşıdılar. Genel grev kararı üzerine Allame Tebatebayi Üniversitesi öğrencileri işçilerle birlikte olduklarını, kendi sınıflarının saflarında mücadele edeceklerini ifade ederek “işçi çocuklarıyız, onların yanında duracağız” sloganıyla işçi hareketine destek verdiler. Tahran Şehid Beheşti Üniversitesi öğrencileri de pankartları ve sloganlarıyla üniversitelerini direniş alanına dönüştürdüler. Aynı zamanda tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılmasını talep eden Şiraz Tıp Bilimleri Üniversitesinden öğretim görevlileri ise yayınladıkları bildiriyle mücadeleye ve gençliğe olan inançlarını ifade ettiler.
İran’da kadınların ve gençlerin mücadelesi, dünyanın dört bir köşesinde pek çok açıdan emekçi gençlik için örnek oluşturuyor. İranlı gençlerin cesaretini ve isyan duygusunu bizler de bu topraklarda yüreklerimizin derinliklerinde hissediyoruz. Kuşandıkları sınıf kimliklerini benimsiyor, haklı taleplerini tüm inancımızla destekliyoruz. İran’daki eylemlerde katledilen yüzlerce gencin acısını yüreğimizde hissediyor, onların mücadelesini sahipleniyoruz. Bizler biliyoruz ki gençliğin dinamizmi sınıfımızın mücadelesinde her zaman itici bir güç olmuştur. Gençliğin değişim arzusu, işçi sınıfının saflarında örgütlü bir mücadeleye dönüştüğünde ise faşist rejimlerin ve zorbaların korkulu rüyası haline gelmiştir. Bu sebeple, sınıf bilinciyle donanmış, geleceğe umutla bakan gençler olarak mücadeleye atılmak bizler için bir zorunluluk olduğu kadar onurdur. Bu yolda mücadele eden İranlı kardeşlerimize, “Özgürlük!” diye haykıran kavga dostlarımıza selam olsun!
Selam Olsun İran’ın Emekçi Kadınlarına ve Gençlerine!
Kahrolsun Molla Rejimi! Yaşasın Özgürlük!
link: İstanbul’dan üniversite öğrencileri, İranlı Öğrenciler Sınıf Kimliklerini Kuşanıyor, 16 Aralık 2022, https://fa.marksist.net/node/7813
Peru’da Castillo’ya Kongre Darbesi