TMMOB’nin 3 hafta önce örgütlemeye başladığı Ankara Mitingi, çeşitli il temsilcilikleri, şubeler ve öğrenci üye temsilciliklerinin katılımıyla 8 Ekim günü gerçekleştirildi. “Demokratik Türkiye, İnsanca Yaşam” çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme TMMOB’nin 270.000 üyesinden 3000 kadarı katıldı. Çeşitli illerden gelen TMMOB üyeleri Ankara Garı önünde toplandıktan sonra ellerinde TMMOB bayrakları ve dövizlerle; “Kahrolsun IMF, Tam Bağımsız Türkiye”, “KİT’ler halkındır satılamaz”, “Madenler halkındır satılamaz” sloganları eşliğinde Abdi İpekçi Parkına yürüdüler. TMMOB bayrakları ve sloganları dışında farklı bir bayrak ve slogan yoktu. Diğer parti ve örgütlerden gelen katılımcılar da TMMOB bayraklarıyla mitinge katıldılar. Tüm kitle alana girdikten sonra “Mustafa Kemal ve silah arkadaşları” ve demokrasi yolunda tüm şehit düşmüşler için saygı duruşunda bulundu! Bu sırada Nazım Hikmet’in bir şiiri okundu. Saygı duruşunun ardından mitinge destek selamlarını gönderen burjuva parlamentonun milletvekillerinin isimleri okundu. Miting TMMOB’nin taleplerinin okunmasıyla devam etti ve hep birlikte söylenen türkülerle bitirildi.
Mitingin genel havası yukarda aktarılan sloganlar ve mitingi düzenleyenlerin yaklaşımından anlaşılıyor aslında. Mitingde işçi sendikaları ve reformist partilerde de giderek güçlenen milliyetçi tutumlardan ayrı bir ses duyulamadı ne yazık ki. Meslek odaları ve birliklerinin sınıf mücadelesi içinde, yapıları gereği, çoğu kez sınıfın genelinin çıkarlarını savunacak tutumların yerine kesimsel çıkarlarını öne çıkardıklarını biliyoruz. Mitingdeki meslek birlikleri üyelerinin çoğu da, ücretli olmalarına rağmen, bir sınıfın üyesi olma bilincinden çok, bir mesleğin üyesi olduklarını düşünüyorlardı. Fakat biz biliyoruz ki 8 Ekim günü Ankara’da toplanan 3000 kadar mimar ve mühendisin çoğu, nesnel konumları gereği, farkında olanıyla olmayanıyla işçi sınıfının parçasıdırlar. Bu odalarda örgütlenmiş olan işçi ve emekçiler, içlerinde bulundukları örgütlü yapıların siyasetlerinin hangi sınıfın çıkarına olduğunu iyi anlamalı ve ait oldukları sınıfın bağımsız çıkarları temelinde bir mücadele yürütmelidirler.
Miting alanında yükseltilen talepler: “savaşa karşı barış, şiddete karşı kardeşlik, sömürüye karşı adalet” biçimdeydi. Biz sınıf bilinciyle donanmış, her türlü demokratik talebin sınırlarının farkında olan ve reformizmin-milliyetçiliğin işçi sınıfı mücadelesine zararlarını kavramış işçiler olarak TMMOB ve benzeri birliklerde örgütlü sınıf kardeşlerimize diyoruz ki, gelin bu talepleri alanlarda şöyle haykıralım;
Savaşa Karşı Sınıf Savaşı!
Burjuva Şiddete Karşı İşçi Sınıfının Devrimci Mücadelesi!
Kapitalist Sömürüye Karşı Sınıfsız ve Sömürüsüz Bir Dünya Kurmak İçin Sosyalizm!
link: Ankara'dan MT okuru bir grup işçi, Ankara'da TMMOB mitingi, 11 Ekim 2005, https://fa.marksist.net/node/119
Marksizm liselerde nasıl çarpıtılıyor
Dördüncü Enternasyonal'den İstifa