Avusturya'da Öğrenci Eylemleri

22 Ekimde patlak veren ve ülkenin bütün üniversite kentlerine yayılan öğrenci protestoları bütün hızıyla devam ediyor. 29 Ekimde Avusturya Öğrenci Konseyi temsilcileri ile bir araya gelip talepleri dinleyen Bilim ve Eğitim Bakanı Johannes Hahn, görüşmeden bir gün sonra üniversiteler için 34 milyon euro ek ödenek ayrılacağını ve bu paranın öncelikle amfi ve dersliklerin bakım-onarım çalışmalarında kullanılacağını bildirdi. Eylemleri örgütleyen öğrenci organizasyonları ise yüksek öğrenim kurumlarının birikmiş sorunlarının bir kereye mahsus tahsis edilmiş bir ek ödenekle çözülmesinin mümkün olmadığını, köklü reformların hayata geçirilmesinin ve eğitim bütçesinin radikal bicimde yükseltilmesinin şart olduğunu dile getirdiler. Öğrenciler, bakanın çözüm olarak getirdiği öneri için, “Kızgın kayanın üstüne bir damla su” benzetmesi yaptılar. Hükümetin oyalama taktiklerinin öğrencileri kandıramayacağını ve haklı talepler kazanıma dönüşünceye kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirten öğrenci örgütleri, işgal ve protestoların üniversite şehirleri olan Viyana, Graz, Salzburg ve Klagenfurt’ta sürdürülmesine karar verdiler.

28 Ekim akşamı Viyana’da yapılan dev öğrenci mitingi, anti-kapitalist, demokratik, devrimci örgütler tarafından da yoğun biçimde desteklendi. 30 bin kişinin katıldığı mitingi Viyana halkı da ilgi ve sempatiyle izledi. Mitingin bitmesiyle birlikte daha önce Audimax amfisini işgal eden öğrenciler tekrar amfiye dönerek işgal eylemlerine bıraktıkları yerden devam ettiler.

Avusturya üniversitelerinde sadece yerli değil aynı zamanda yurtdışından gelen binlerce öğrenci yüksek öğrenim görüyor. Üniversite kampüs ve binaları ile amfi ve dersliklerin kapasitesi yetersiz ve kronikleşmiş biçimde personel sıkıntısı çekiliyor. Sorunlar sadece bundan ibaret değil. Eğitim sisteminde acilen yapılması gereken reformlar var. Burjuva iktidarın özellikle son yıllarda eğitim alanında “tasarruf” tedbirlerine yönelmesi ve buna ilaveten yüksek öğrenim harçlarını yürürlüğe koyması zaten yüksek öğrenim gençliği ve öğretim üyeleri içinde hoşnutsuzluğun mayalanmasına yol açmıştı. Bu eylemler yıllarca biriken sorunların ve huzursuzlukların bir sonucu olarak patlak verdi. Demokratik kitle örgütlerinin ve öğrenci derneklerinin de verdiği cesaret ve motivasyonla bu gidişe bir son verilmesi gerektiğinin bilincine varan binlerce öğrenci, kolluk güçleriyle karşı karşıya gelmek pahasına kampüsleri işgal edip sokaklara döküldü.

Önümüzdeki günlerde planlanan işgal ve protesto eylemlerinin ne gibi gelişmelere yol açacağı, öğrenci gençliğin burjuva devletinden daha başka tavizler koparıp koparamayacağı, hükümetin şimdiye kadarki yumuşak tavrını sürdürüp sürdürmeyeceği henüz belli değil. Ancak yüksek öğrenim gençliğinin bu çıkışının toplumsal dinamiklerin harekete geçmesi konusunda umut verici bir gelişme olduğu çok açık.