16 Kasımda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve sol partilerin genel başkanlarının katılımıyla, BDP üye ve yöneticilerine ve Kürtlerin demokratik haklarını sahiplenen aydınlara dönük tutuklama furyasını protesto eden bir basın açıklaması düzenlendi.
Açılış konuşmasını yapan Selahattin Demirtaş süreci değerlendirdi: “Uzun zamandır süren siyasi darbe süreciyle karşı karşıyayız. BDP’nin tüm organlarına dönük tutuklama furyası 2,5-3 yıldır devam ediyor. Bununla beraber bizlerle hareket eden tüm kurum ve kişiler hedefe konmuş durumda. AKP, kendine muhalif olan tüm kesimleri hedefe oturttu.
“Medya üzerinde çok büyük bir baskı oluşturulduğu için, biz bu operasyonlara dair bilgi kirliliğinin önüne geçemiyoruz. Genel yayın yönetmenlerine, köşe yazarlarına bir hatırlatma yapmak istiyorum. 90’lı yıllarda Tansu Çiller’in yaptıklarının da üzerini medya örttü. Bunlar o dönem ortaya çıkmadı. Bunun sorumluları o dönemin medya patronlarıdır. Biz medyadan vicdanlı davranmasını bekliyoruz. Kara ve kirli propagandalara karşı biz sesimizi yükselteceğiz. Bu hukuksuzluğa teslim olmayacağız. Bütün demokrasi güçlerinin bu mücadeleyi bir arada yürütmesi elzemdir. Bugün Türkiye’de muhalefetin kendi içindeki bu duyarlılığı, el ele omuz omuza mücadelesi bize güç veriyor. Hep birlikte bu ülkeye barışı getireceğimize olan inancımızla çabamızı sürdüreceğiz.”
Basın toplantısında ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İrmek, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Sosyalist Parti Genel Başkanı Sevim Belli, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun da söz alarak Kürtlere ve sosyalistlere dönük operasyonları ve baskıları eleştirdiler, BDP’nin yanında olacaklarını vurguladılar. Ayrıca tüm parti temsilcileri Pazar günkü “İrademe Dokunma” mitingine güçlü katılım çağrısı yaptılar. Selahattin Demirtaş olası provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak bu konuda BDP’nin görevliler belirlediğini açıkladı.
Kürt siyasetçilerine yönelik tutuklama furyası ve tırmandırılan haksız savaş, Kürt hareketini ezmeye yönelik bir planın parçasıdır. Kürt halkının ezilmesine ve toplumsal muhalefetin bastırılmasına karşı durmak, demokratik hakları savunmak, haksız tutuklamalara dur demek sınıf bilinçli işçilerin boynunun borcudur.
link: Marksist Tutum, BDP ve Sosyalist Partilerden Ortak Çağrı: “İrademe Dokunma!”, 16 Kasım 2011, https://fa.marksist.net/node/2803
İşçiler Az mı Çalışıyor?
Daha Dur