Kamu emekçileri, geçtiğimiz hafta, hükümetin meclisten geçirmeye çalıştığı 4+4+4 yasa teklifinin ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geri çekilmesi için iki günlük grev yapacaklarını duyurmuşlardı. KESK tarafından alınan karara göre kamu emekçileri, özellikle de Eğitim-Sen’e üye eğitim emekçileri, iki gün iş durdurarak grev yapacak ve aynı zamanda diğer illerden toplanarak Ankara’da ortak bir eylem örgütleyeceklerdi. Bu eylem takvimine göre 28 Martta Ankara’da bir araya gelinecek ve basın açıklamalarıyla birlikte gece de dâhil eylem devam edecek, ertesi gün ise 4+4+4 olarak bilinen eğitim yasası tartışmalarının yapılacağı saat 14’te meclis önüne gidilecek ve burada da bir açıklama yapılacaktı.
Kızılay Meydanı’nda ise Ziya Gökalp Caddesi ve GMK Bulvarı’nda toplanan kitlenin bir araya gelmesi polis barikatıyla engellendi. Her iki buluşma noktasında da kitle “Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Emekçiye Değil Çetelere Barikat”, “Gerici, Irkçı Eğitime Hayır”, “Çocuk İşçiler İstemiyoruz-Çocuk Gelinler İstemiyoruz” sloganlarıyla hem hükümetin gerici, ırkçı eğitim sistemini hem de uyguladığı polis terörünü protesto etti. 28 Mart Çarşamba günü GMK Bulvarı’nda sabahlayan emekçiler ertesi gün yine yaklaşık 2000 kişilik bir kitleyle polis barikatının önünde yerini aldı. Diğer toplanma yerlerinde olan kitlenin de katılımıyla tek bir eylem alanı yaratıldı. Gün boyu polis ve sendika yöneticileri arasında pazarlıklar sürdükçe kitlenin bekleyiş gerginliği de giderek arttı. Polis sık sık kitlenin taş toplayarak polise saldırmaya hazırlandığını söyleyerek ortamı provoke etmeye çalıştı. Sendika yöneticileri ve milletvekilleri ise bunun doğru olmadığını, bir provokasyon olduğunu ve buna izin vermeyeceklerini dile getirdiler.
BDP’li ve CHP’li milletvekilleri de sendikalara destek olabilmek için polisi ikna etmeye çalıştı, ancak yapılan tüm girişimler polisçe reddedildi. İlk etapta saat 11’e kadar göstericilere müsaade edeceğini duyuran polis, daha sonra yapılan görüşmelerle saat 14’e kadar süreyi uzattı ve eylemin daha fazla uzamasına izin verilmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine hem Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Kılıç hem de KESK Genel Başkanı Lami Özgen açıklamalarda bulundu.
Özgen, “4688 sayılı sendikalar yasası 2 milyon 800 bin kamu emekçisini, 1 milyondan fazla kamu emeklisini ve onların aileleri de dâhil yaklaşık 15 milyon kişiyi ilgilendiren bir yasadır. Adı geçen yasa çerçevesinde toplumsal yaşam ve çalışma ortamının en temel hususları henüz görüşülmedi bile” dedi. Konuşmasına devam eden Özgen, “demokratik taleplerimizi barışçıl bir şekilde mecliste dile getirmek istiyoruz. Saat 14’te tekrar başlayacak meclis oturumuna denk getirecek şekilde meclis önünde olacağız ve sonrasında yine barışçıl bir şekilde eylemimizi sonlandıracağız. Hukuki olmayan uygulamaların sorumlusu buradaki kolluk kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı ve hükümettir. Önümüzdeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz” açıklamasında bulundu.
link: Hacettepe Üniversitesi’nden bir işçi, KESK Grevinde 4+4’lük “Polis Terörü”, 30 Mart 2012, https://fa.marksist.net/node/2986
Kıdem Tazminatı Nedir, Nasıl Kazanılmıştır?
100. Yılında Basel Kongresi ve Emperyalist Savaş