Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, 8 saatlik işgünü mücadelesinin sembolüdür. Avrupa ve Amerika’da 1800’lü yıllar, çalışma koşullarının ve iş saatlerinin insanlık dışı, sömürünün dizginsiz olduğu, işçi sınıfının iliklerine kadar sömürüldüğü korkunç yıllardı. Özellikle kadın ve çocuk işçilerin hayatları günde 16 saate varan çalışma süreleriyle ellerinden alınıyordu. Bu kadar fazla çalışmalarına rağmen paylarına ancak bir baraka, bir kuru ekmek düşüyordu. Bu gidişata dur demek ve daha iyi koşullarda çalışmak için işçiler “8 saat iş, 8 saat uyku, 8 saat canımız ne isterse” diyerek grevler örgütlediler. Özetle, 1 Mayıs’ın doğuşuna zemin hazırlayan şey bu dizginsiz sömürü ve onun karşısında duran mücadeleci işçilerdi. Çünkü bir yerde sömürü varsa orada sömürüye başkaldıranlar da mutlaka vardır. Bu nedenle 1 Mayıs tüm dünyada sömürüye karşı işçi sınıfının özgürlük mücadelesinin bir sembolü olmuştur.
Ekonomik krizin, haksız savaşların, çıkışsızlığın ve gelecek kaygısının artık arşa ulaştığı bu süreçte mücadelenin sembol günlerinden biri olan 1 Mayıs’a işçi sınıfı gençliği olarak sahip çıkıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu karanlık dönemde birliğin, mücadelenin ve dayanışmanın önemi daha da hayati bir hal almış durumdadır. Özellikle gençliğin mücadeleye atılması ve kapitalizme karşı işçi sınıfı saflarında mücadele etmesi yitip gitmemek için çok önemlidir. Kapitalizmin gelmiş olduğu çürümüşlük aşamasında gençliğin başka bir çıkış yolu yoktur.
Kapitalist sistemin efendileri, gençliğin sınıf mücadelesinden uzak durması, yaratılan mücadele geleneklerinden bihaber olması, geçmişi unutması için türlü oyunlar tezgâhlarlar. Gençliği, bireysel kurtuluşun mümkün olduğuna, çabalarlarsa iyi bir hayatın onları beklediği yalanına inandırırlar ve oyalarlar. Çünkü sömürücü egemenler bilirler gençlerin safını ve sınıfını bildiğinde neler olduğunu. Onları tarihin çöp tenekesine yollayacak olan işçi sınıfının nasıl da daha güçlü olacağını bilirler. Tam da bu yüzden gençliği mücadele geleneğinden uzak tutmanın türlü yollarını arar dururlar. Marksist Tutumcu gençler olarak düşmanımızı, kapitalizmi iyi tanıyoruz ve önümüzde deniz feneri gibi ışıldayan bir mücadele kılavuzumuz var.
“Burada bir kıvılcımı ezeceksiniz, ama şurada burada veya orada, arkanızda ve önünüzde, her yerde alevler yükselecek. Bu gizli bir ateştir. Bunu asla söndüremezsiniz” diye haykırıyordu mahkeme salonunda işçi önderi August Spies. Bizler de bugün bu karanlık dönemde aynı inançla yürüyoruz. Bizler, 1886’da yakılan o gizli ateşi, 1 Mayıs geleneğini bugün devralan gençleriz ve o ateş bu karanlığı dağıtana, yarınlarımızı aydınlığa kavuşturana kadar mücadelemiz sürecek. Yineliyoruz! Bu ateşi asla söndüremeyecekler!
Yaşasın 1 Mayıs!
link: İstanbul’dan Marksist Tutumcu gençler, O Ateşi Asla Söndüremeyecekler!, 15 Nisan 2022, https://fa.marksist.net/node/7619
Milyonlar Aç, Milyonlar İşsiz, İşte Kapitalist Sisteminiz!
Dayanışma Ruhuyla 1 Mayıs Alanlarına!