Ankara’da Abdi İpekçi Parkında, 12 Aralıkta, soğuk bir Pazar günü, EMEP, SDP ve DEHAP’ın ortak düzenlediği “ABD Vahşetine Son” mitingi yapıldı. Ankaralı Marksist Tutum okurları olarak Kızılay’da buluşarak mitinge katıldık. Coşkuyla miting alanına gittik. Ayrıca sitemize de haber yapma düşüncesi kafamızda. Mitingi düzenleyen ve katılan parti, sendika ve derneklerin sadece yönetim, denetim kurulları katılsaydı bile daha yığınsal olurduk diye düşündüm.
Mitingde, direnen Felluce’ye, Filistin direnişçilerine destek sloganları atıldı, ABD vahşeti kınandı. Eğitim-Sen’in kapatılmasına karşı yürütülen mücadeleye destek verildi. Mardin’de yargısız infazla Uğur Kaymaz’ın katledilmesi kınandı. Avrupa Birliği’nin ülkemize refah getirmeyeceği vurgulanırken, “Katil ABD, İşbirlikçi AKP” sloganları atıldı. Sonra barış güvercinleri uçuruldu. Boyumuzdan büyük laflar edildi, miting bitti.
Hevesim kursağımda kaldı. İlk defa dua bilmediğime üzüldüm. İnşallah miting televizyonlarda yayınlanmaz diye Allah’tan niyaz edecektim. Her eylem başarılı olmayabilir, yığınsallık sağlanmayabilir. Bu anlaşılabilir ve açıklaması yapılabilir. Ancak ısrarla her ilde 1 Mayıs yaparım, her ilde eylem yaparım diyen düşüncenin geldiği noktadır bu. Avrupa Birliği’ne, ABD işgallerine, NATO’ya karşı çıkan yurtsever anlayışların milliyetçilikle buluştuğu noktadır burası. Küreselleşmiş emperyalist sisteme karşı ulusal kapitalizm! Parti adınızda sol, devrim, emek, komünist sözcükleri varsa o zaman da ulusal sosyalizm! Milyarlarca dolarlık uçak, tank, helikopter ihaleleri ile uluslararası silah tekellerinin işbirlikçileri, emperyalist ülkelerin paylaşımından pay almaya uğraşan işbirlikçi tekeller, Koçlar, Sabancılar, Eczacıbaşılar, Karamehmetler, Cem Boynerler zaten bizim ülkemizin çocukları mı?
Sırasıyla; önce ABD emperyalizmini kovacağız, Avrupa Birliği’ne girmeyi engelleyeceğiz! Siyasal ve ekonomik olarak ulusal bağımsızlık! Bağımsız kapitalizm, sonra ulusal sosyalizm! Anlayacağınız, Stalinizm enkazından çıkmaya çalışıyor.
İşçi sınıfı dağınık, güçsüz, bilinçsiz; örgütlenmesi de zor ve uğraşlı! İşçi sınıfının yerine ve adına işçi sınıfı mücadelesini sürdürmek daha kolayı. Küçük-burjuva devrimcilerin, Marksizmin tahrifatçılarının geldiği noktadır bu.
“Herkes kendi yoluna. Önemli olan, Marksizme onu sulandırmadan, çarpıtmadan sahip çıkmayı görev bilen unsurların sayısını arttırabilmek” diyor, Elif Çağlı.
Sadece var olanı eleştirmek ya da ağlaşma kolaylığına da kaçmadan, yaşananların sorumluluğunu yüklenerek, ulusal ve enternasyonal düzeyde işçi sınıfı hareketinin gelişmesi için daha fazla çaba göstermeliyiz. Popülizme ve burjuva reformizmine kapılmadan zor olanı yapacağız. Israrla Marksizmi ve enternasyonalizmi savunacağız.
link: Ankara’dan MT okuru bir sendika uzmanı, Popülizme ve burjuva reformizmine kapılmadan: Herkes kendi yoluna, 20 Aralık 2004, https://fa.marksist.net/node/792
Terbiyeci Kapitalizm
Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı Tanınmalıdır