![](https://fa.marksist.net/sites/all/modules/print/icons/print_icon.png)
![](https://fa.marksist.net/sites/all/modules/print/print_mail/icons/mail_icon.png)
11 ilde büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açan Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Resmi rakamlar 53 bin diyerek gerçeği gizlese de 100 binin üzerinde insanımızın hayatını kaybettiği, bunun iki katından daha fazla sayıda insanın yaralandığı, yüz binlerce binanın kullanılamaz hale geldiği bu depremler, milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyen psikolojik, sosyolojik ve ekonomik sonuçlara yol açtı.
Hayatta kalanlar halen var olma savaşı veriyorlar. İktidarın, barınma sorununa ilişkin olarak, yeni konutları en kısa sürede yapıp teslim edeceğiz şeklinde verdiği sözlerin tamamının yalan olduğu ortadadır. İhtiyaç sahiplerinin yalnızca üçte biri yapılan deprem konutlarına yerleşebilmiştir. Öyle ki, depremin yaşandığı coğrafyada on binlerce insan konteynerlerde kalmaya devam ediyorlar. Eğitim sisteminin, sağlık sisteminin çöküşü, halen bile devam eden su sorunu vb. sayısız sorun varlığını koruyor. Yalnızca bölgede yaşayıp yakınlarını, sınırlı birikimlerini, işlerini kaybeden emekçiler değil, yaşanan yıkımın ortaya çıkardığı faturayı ödemek durumunda kalan tüm ülke emekçileri de ağırlaşan koşullarda yaşam kavgası veriyorlar.
İktidardakiler, depremle birlikte ifşa olan acizliklerinin, kifayetsizliklerinin, beceriksizliklerinin, korkaklıklarının ve dahi umursamazlıklarının üstünü örtmek için “Asrın Felâketi” söylemiyle kendi sorumluluklarını doğanın sırtına yüklemeye çalışmışlardı. Şimdi de üzerinden iki yıl geçtiği halde süren muhtaçlık tablosuna rağmen hiç utanmadan “Asrın Birlikteliği” diye ürettikleri sloganla insanların gözünü boyamaya çalışıyorlar. Bir doğa olayının bu denli yıkıcı hale gelip bir felâkete dönüşmesinin baş sorumlusu kapitalist sömürü düzeni ve onu bugün zalim yöntemlerle sürdüren faşist iktidardır.
Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan emekçilerin çıkarları, akıl ve beden sağlıkları, refahı ve can güvenliği, kapitalistlerin de, onların koruyucusu ve temsilcisi olan bu iktidarın da, düzen içi sözde muhalefetin de umrunda değildir. Hiçbir zaman emekçiler lehine ders çıkarmadılar, çıkarmayacaklar da! İstanbul’da yaklaşan deprem için kıllarını kıpırdatmamaya devam ediyorlar. Son günlerde Ege denizinde yaşanan hareketliliği, büyük bir felâkete yol açabilecek potansiyeline rağmen ciddiye bile almıyorlar. Tek bir önlem yok!
Onları aşağıdan gelen çok güçlü bir basınçla sıkıştırmadıkça emekçilerin çıkarları doğrultusunda hiçbir adım atmazlar. Bu nedenle biz ayağa kalkmadığımız sürece devletten imdat çağrısına yanıt vermesini, depremzedeleri korumasını, depremde yıkılan binaların sorumlularından hesap sormasını beklemek boş hayaldir. Emekçilerin seferberliğinin ne denli önemli olduğu, 6 Şubat depremini takiben tüm emekçilerin derhal imdada koştuğu, ilmek ilmek ördüğü toplumsal dayanışmadan da görülmüştür. Örgütlülüğümüzü ve sınıfsal dayanışmayı bu tip olayların yaşanmasını beklemeden güçlendirmek ve süreklileştirmek şarttır. Çare kendi ellerimizdedir, sınıf örgütlerinde, sendikalarda, sosyalizmde birleşelim!
![Share](/sites/mtw7/files/pictures/icons/share.png)
link: Marksist Tutum, 6 Şubat 2023: Unutmadık, Affetmeyeceğiz, Hesap Soracağız!, 6 Şubat 2025, https://fa.marksist.net/node/8438
Büyük Depremin Üzerinden İki Yıl Geçti, Ne Değişti?