
Kızıl Rosa ölmeden kısa bir süre önce devrim için “vardım, varım, var olacağım” demişti. Bundan yüz elli yıl önce de New Yorklu tekstil işçisi kadınlar, sınıf savaşında emekçi kadınlar olarak biz de varız diyerek mücadeleye atılmış ve ne kadar militan bir ruh taşıdıklarını göstermişlerdi. Yaşamak zorunda olduğumuz kapitalist sistem biz kadınlara daha çocukluğumuzdan başlayarak erkeklere oranla daha zorlu bir yaşamı dayatıyor. Bu zorlu yaşam ise öfkemizi bileyerek bizleri olaylar karşısında daha militan kılıyor. Komünist Manifesto’nun dediği gibi biz burjuvaların mezar kazıcılarıyız. Bu görevi de seve seve yerine getireceğiz. Onları ait olduğu yere, tarihin en derin çöplüğüne atacağız. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü bir kazanç malzemesi olarak kullanıyor burjuvazi. Gazetelere “Onu ŞIMART” diyerek tam boy ilan veriyorlar. Burjuva partilerse afişler asarak ve “Dünya” ve “Emekçi” gibi kelimeleri çıkartarak “Kadınlar Günü”nü kutluyor. Ama bu beyhude davranışlar öfkemizi arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Sessiz kahkahalarla gülüyorum bütün yaptıklarına çünkü “korkunun ecele faydası yoktur!”. Gün gelmekte Yaklaşmakta fırtına Ve… İlmeği boynuna takmakta Mezar taşıyıcıların Eyyyy Günlerini sefa içinde geçirenler Bir kapı tıklamasıyla korkanlar Korkun!!! Korkun!!! Ve bilin ki… Alaşağı edeceğiz sizleri Tahtlarınızdan vazgeçtiniz Saraylarınızdan vazgeçtiniz Korkun!!! Korkmalısınız! Nerede olursanız olun tarihin çöplüğü olacaktır sonunuz Ve işte o zaman İnsanlar insan gibi yaşamaya başlayacak En güzel denizlere varılacak En güzel sözler edilecek O GÜN.