Published on Marksist Tutum (https://fa.marksist.net)

Home > Bir İşçi Ozanı: Joe Hill

Bir İşçi Ozanı: Joe Hill

Kocaeli/Gebze’den bir MT okuru, 27 Ocak 2023

joe_hill.webp

İnsanlık kapitalizmin yarattığı bin bir türlü melanetle boğuşuyor ve büyük bir kaosun içinde çıkış arıyor. İşçiler olarak zor zamanlardan, nefessiz, güneşsiz bırakıldığımız zamanlardan geçiyoruz. Ama devrimci bilincimiz ve örgütlü mücadelemiz sayesinde biliyoruz ki bu karanlık gelip geçicidir. Çileli, kahırlı zamanlara göğüs gererken ve mücadele ateşinin harlarken devrimci sanat güç verir bize. Gericilik dönemlerinde devrimci direnç kaynağı olur. Ezilenlerin mücadelelerini anlatan nice devrimci ozanlar vardır. Bu ozanlar baskı ve zorbalık karşısında yılmadan mücadele içinde yer almış, direnenlerin ve ezilenlerin dili ve yüreği olmuşlardır her zaman. Devrimci bir işçi ozanı olan Joe Hill de onlardan biridir.

Joe Hill, 1879’da İsveç’in Gävle şehrinde dünyaya gözlerini açmıştır. Babası tren kondüktörü olarak çalışan bir işçidir. Sekiz çocuklu bir ailenin ferdi olarak küçük bir liman şehrinde büyümüştür. Babası sayesinde işçi derneğinde ve evde, müzik ve resimle dolu bir çocukluk geçirir. 1887’de babaları hayatını beklenmedik şekilde yitirir. Babaları vefat edince çocuklar evi geçindirebilmek için okulu bırakıp çalışmaya başlarlar. Joe daha 9 yaşındayken bir halat fabrikasında çalışmaya başlar. Yıllar ilerledikçe tüberküloz hastalığına yakalanır ve tedavi için küçük kasabasından çıkar, Stockholm’e taşınır. Burada bir yandan çalışırken diğer yandan radyasyon tedavisi görür. 1902’ye gelindiğinde çok sevdiği annesi de hayata gözlerini yumar. Artık İsveç’te kendilerini bağlayan bir şey kalmadığından küçük kardeşi Paul ile hayalini kurdukları ve milyonlarca göçmen işçiye kurtuluşmuş gibi görünen “özgürlükler ülkesi” ABD’ye doğru yola çıkarlar. Fakat hiçbir şey umdukları gibi gitmez, göçmenliğin getirdiği ikinci sınıf insan muamelesinden ve işsizliğin pençesinden kurtulamazlar. “Fırsatlar diyarı” New York’ta kısa bir süre bir barda tükürük hokkası temizleyicisi olarak çalışır. Daha sonra ABD’nin çeşitli şehirlerinde, Chicago, West, San Francisco, San Diego’da denizci, tamirci, madenci olarak çalışır. Bir yandan yaşamak için çalışmaya devam ederken, bir yandan kötü çalışma koşullarına ve haksızlıklara karşı bir şeyler yapmak için içinde tomurcuklar filizlenmektedir. Çalışmaya gittiği şehirlerden birinde Dünya Sanayi İşçileri Sendikası (IWW) ile tanışır. 1905’te kurulan IWW, ağırlıklı olarak göçmen işçilerden oluşan bir sendikadır. Ayrıca kadınlar ve siyahlar için örgütlenme hakkını savunmaktadır. Haksız savaşlara karşı tavır alan, devrimci, mücadeleci işçiler tarafından yönetilmektedir. Joe Hill de çok geçmeden sendikanın militan bir unsuru haline gelir ve kurtuluşun dünya işçilerinin uyanmasıyla gerçekleşebileceğini kavrayıp mücadeleye atılır.

fotograf_2_family.jpg

Göçmen bir işçiden, sınıfın ozanına dönüşüm

ABD, 20. yüzyılın başlarında sanayinin atılımda olduğu, göçmen işçilere fırsatlar ülkesi gibi görünen, göç dalgalarını çeken bir ülkeydi. Öte yandan 19. yüzyıl ortalarında yaşanan grev dalgalarının 1 Mayıs gibi mücadelelerin taşındığı bir toplumsal hafızaya sahipti. İşçiler tarafından yeni sınıf örgütleri, sendikalar, birlikler kuruluyor ve toplumsal hafıza kuşaktan kuşağa aktarılıyordu. Vahşi kapitalizm işçileri azgınca sömürüyor, buna karşılık işçiler de mücadele bayrağını yükseltiyorlardı. ABD burjuvazisi yükselen sınıf mücadelesini kırmak için işçi sınıfının önderlerine fütursuzca saldırıyordu. Ayrıca aktarma kayışlarının kopartılması ve işçilerin birliğini bölmek için kullandığı önemli araçlarsa ırkçılık ve şovenizmdi. Burjuvazinin siyahlara karşı ırkçı saldırıları son bulmuyor, göçmen işçiler ve kadınlar söz konusu olduğunda hak tanımazlık ve yok sayma devam ediyordu. Böyle bir atmosferde 43 işçi örgütünün birleşmesiyle IWW sendikası kuruldu. Bu sendikanın içerisinde sosyalist militanlar yer alıyordu. Sendika din, dil, ırk, renk, cinsiyet ya da vasıf ayrımı yapmaksızın işçilerin birliğini savunuyordu. Sendikaya 100 bin siyah işçi üye olmuş, Birinci Emperyalist Savaş öncesi toplam üye sayısı 1 milyona ulaşmıştı. Joe Hill de sendikaya üye olup mücadele saflarında yer alan işçilerden biriydi. Dönemin Amerika’sında işçilerin büyük çoğunluğu sefalet koşullarında yaşıyordu. Joe, göçmen bir işçi olarak aç kalmamak için zar zor iş bulabildiği birçok sektörde çalıştı. Haftanın 7 günü, günde 12 saat çalışarak hayatta kalmaya uğraşıyordu. Bu şartlara ve haksızlıklara karşı mücadele eden IWW sendikasıyla ve sosyalist işçilerle tanışınca tüm dünyası değişecek, Joe tam bir dönüşüm geçirecekti. Sendikanın kampanyalarına destek olacak, grevlere katılarak konuşmalar gerçekleştirecek, California’da maden işçilerini örgütlemek için madenlerde çalışacaktı. Joe, aynı zamanda küçüklükten beri çok sevdiği müzik konusundaki yeteneğini mücadelesine katacak, güzel sesiyle işçileri birlik olmaya, bir araya gelip örgütlenmeye çağıracaktı. Tüm işçilere kucak açan IWW için yazdığı şarkıda şöyle diyordu: Herkes ona katılıyor! Neye Katılıyor? Ona katılıyor!! Herkes ona katılıyor! Şimdi herkes katılıyor! Bir Büyük Sendika, bu işçilerin tercihi, Bir Büyük Sendika, bu işçilerin sesi, Bir Büyük Sendika, Tüm gücünle haykır şimdi, Bir ses çıkarın, bir gümbürtü koparın çocuklar. Herkes ona katılıyor! Neye Katılıyor? Ona katılıyor! Herkes ona katılıyor! Şimdi herkes katılıyor! Katılıyor bu büyük birliğe Erkekler ve kızlar her ülkede Tüm işçiler el ele Şimdi herkes ona katılıyor!

fotograf_3_iww.jpg

Joe, grev alanlarında yazıp bestelediği şarkıları söylüyordu. Kimi zamansa mevcut besteleri uyarlıyor, bu bestelere söz yazıyor, işçilere sesleniyordu. İşçiler de onu ve şarkılarını sahipleniyordu. Joe şarkılarını söyledikçe çevresinde onu dinleyen kitleler çoğalıyor ve her seferinde daha çok kulak kesiliyorlardı. Resim yeteneği de olduğundan işçilerin maruz kaldığı sömürüyü, verdikleri mücadeleyi karikatürlerle de anlatıyordu Joe Hill. Onu dinleyen topluluklar büyüdükçe, karikatürlerinden etkilenen işçiler arttıkça patronlar için korkutucu hale gelmeye başlamıştı. Defalarca gözaltına alınıp tutuklanmasına rağmen şarkılarını söylemekten ve yazmaktan asla vazgeçmemişti. IWW tarafından çıkartılan Küçük Kızıl Şarkı Kitabında 10’u aşkın şarkının sözü onundur. Bu vesileyle şarkıları daha büyük halkalara ulaşmış ve işçilerin beğenisini toplamıştı. Joe, gün geçtikçe sınıf mücadelesinin militan bir unsuru haline geliyor, bilinci ve mücadelesi de buna göre şekilleniyordu. Yazdığı sözleri sadece ABD’deki işçiler için değil tüm dünya işçilerinin mücadelesini yükseltmek için yazıyordu:
Dünyanın İşçileri Uyanın! Zincirlerinizi kırın, hakkınızı arayın. Kazandığınız tüm servet, sömürülür parazitler tarafından Beşikten mezara derin bir teslimiyet içinde diz çökecek misin? En büyük tutkun iyi ve istekli köleler olmak mı? Kalkın, ey açlık mahkûmları! Kendi kurtuluşunuz için savaşın; Kalkın ey her ulusun köleleri. Büyük Bir Sendika için Ekmek için küçüklerimiz ağlıyor, Ve milyonlarcası açlıktan ölüyor; Amacımız hakkımızı almaktır, Bu son direniştir!

“Yas tutarak vakit kaybetmeyin, örgütlenin!”

Joe, işçiler için sendikaya üye olmanın ve tek başına ekonomik bir mücadele vermenin yetersiz olduğunu kavrıyor ve şarkı sözlerine de bunu yansıtıyordu. Zaten onu tek başına güzel sesli bir sanatçıdan farklı kılan en önemli özelliklerden biri de şarkılarının sözlerinin içeriği ve devrimci bir işçi olmasıydı. 1912’de ABD’li kadın dokuma işçilerinin “Ekmek ve Güller” grevinden etkilenmiş ve “Rebel Girl” (Asi Kız) şarkısının sözlerinde burjuva kadınlarla işçi sınıfı kadınları arasındaki sınıf farklılıklarına yer vermişti. Ayrıca 1914’te patlak veren Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşını, estirilen milliyetçilik ve militarizmi eleştirmek için de kalemini kullanmış ve şarkılarını söylemişti. Amerikalı emekçileri milliyetçi duygulara çekmek için yazılan “My Country, ’Tis of Thee/Ülkem Sensin” şarkısına atıfta bulunarak yazdığı “Should I Ever Be a Soldier/ Asker olmalı mıyım?” şarkısında soruyordu: Her yıl milyarları harcıyoruz Silah ve cephane için. Canımız “ordumuzu” ve “donanmamızı” Zinde tutabilmek için. Milyonlar sefalet içinde yaşarken Ve milyonlar ölmüşken gözümüzün önünde. “Ülkem Sensin” şarkısını söyleme, İşte şunu söyle küçük koro: Asker olmalı mıyım? Kızıl bayrağın altında savaşırdım Omzuma silah alsaydım Zalimin kudretini yıkmak için alırdım. Emekçilerin ordusuna katılın Erkekler ve kadınlar saflara giriyor Dünyanın ücretli köleleri! Ayağa kalkın! Dava için görevinizi yapın Toprak ve Özgürlük için. Joe Hill, maden işçilerini örgütlemek için gittiği Utah ve Salt Lake City yakınlarındaki madenlerde çalışır. Kentte madenciler arasında örgütlenme çalışmaları ivme kazanmıştır ve maden patronlarıyla işçiler arasında sıklıkla anlaşmazlıklar ortaya çıkar, işçiler gösteriler yapar. Salt Lake City’de bir soygun sırasında eski polis olan bir esnaf ve oğlu öldürülür. Bu cinayet, o gece onu yaralı gören bir doktorun ifadeleri gerekçe gösterilerek Joe Hill’in üzerine yıkılır. İşçiler arasında suçsuz olduğu bilinen Joe’nun üzerine bu iftirayı maden patronlarının attığı söylenir. Mahkeme karşısında defalarca suçsuz olduğunu, bunun bir komplo olduğunu söylemesine rağmen Joe idam cezasına çarptırılır. IWW liderleri ve bir grup aydın Utah valisine ve yetkili makamlara mektuplar yazar, telgraflar çeker ve Joe’nun serbest bırakılmasını isterler. Fakat Joe Hill’den kurtulmak isteyen burjuvazi ve maşaları tezgâhladıkları oyunu hayata geçirmekte kararlıdırlar. Bunun üzerine Joe, IWW liderlerinden arkadaşı olan Bill Haywood’a yolladığı bir mesajla duygularını şöyle dile getirir: “Hoşça kal Bill. Tam bir asi gibi öleceğim. Yas tutmakla zaman kaybetmeyin. Örgütlenin…” 19 Ekim 1915’te kurşuna dizilmeden son bir şarkı sözü kaleme alır ve “Son dileğin nedir Joe?” diye sorar: Benim son dileğime karar vermek kolay Ortada paylaşılacak bir şey olmadığından. Akrabalarım ah edip telaşlanmasın “Yuvarlanan taş yosun tutmaz” Bedenim mi? Ah! Eğer seçme şansım varsa Küle dönüştürürüm. Ve neşeyle esen meltemlerin Onu çiçeklerin büyüdüğü yerlere savurmasını isterim. O zaman belki solgun bir çiçek Hayata döner ve yeniden çiçek açar. Bu benim son ve nihai dileğim Hepinize iyi şanslar Joe Hill

Joe Hill _cenazesi.jpg

Joe’nun düzen güçleri tarafından katledilmesinden sonra bedeni kızıl bayrağa sarılarak Chicago’ya taşınır. Cenazesine binlerce işçi katılır ve hep bir ağızdan Joe Hill’in şarkılarını söylerler. Bedeni yakılır ve külleri sendikadaki yoldaşlarına verilir. Daha sonra Joe’nun külleri mücadele arkadaşları tarafından zarflara konularak “Yas tutmakla vakit kaybetmeyin. Örgütlenin…” şiarıyla ABD’deki tüm sendika ofislerine gönderilir. Külleri okyanusları aşar ve rüzgâra dağılır… Joe’nun şarkıları ve mücadele azmi unutulmaz, işçiler arasında dilden dile yayılır ve örnek alınır. İdamdan sonra ortaya çıkan bilgiler ve itiraflar Joe Hill’in öldürülen baba-oğulla hiçbir ilgisi olmadığını, genç bir kızın aşkı yüzünden arkadaşıyla kavga ettiği için yaralandığını ortaya çıkarır.
Joe Hill işçi sınıfının devrimci bir ozanı olarak tarihe kazınır ve yaşamaya devam eder. Fakat onu haksız yere yargılayıp idama gönderenler tarihte bir kara leke olarak kalırlar. Joe’nun infazından sonra IWW bir yıl içerisinde üye sayısını iki katına yükseltir. Grev ve direniş alanlarında, gösterilerde, protestolarda, sahnelerde Joe’nun şarkıları hep bir ağızdan söylenir. Joe Hill kendinden sonra gelen, yüzünü ve sözünü işçi sınıfına, ezilenlere ve sömürülenlere dönen sanatçılara da ilham kaynağı olur. Pete Seeger, Joan Baez, Bob Dylan, Paul Robeson gibi sanatçılar şarkılarını söylemiş ve etkilenmişlerdir. Nâzım Hikmet’in şiirlerinde “Kartal kanatlı kanaryam” diye seslendiği Paul Robeson Joe Hill için şu şarkıyı seslendirir: Dün gece rüyamda Joe Hill’i gördüm. Senin benim kadar canlı Ona dedim ki “ama Joe, sen on yıldır ölüsün” “hiç ölmedim ki” dedi o. “Bakır patronları öldürdü seni, Joe, Seni vurdular Joe” dedim ben. “Bir adamı vurmak için silah yetmez” dedi ki “ben ölmedim” dedi ki “ben ölmedim” ve orada yaşam kadar ihtişamlı durarak ve gözleriyle gülerek dedi ki Joe, “onların öldürmeyi unuttuğu örgütlenmeye devam etti, örgütlenmeye devam etti.” “Joe Hill ölmedi” dedi bana, “Joe Hill asla ölmedi. çalışanlar nerede greve giderse Joe Hill onların yanında Joe Hill onların yanında” San Diego’dan Maine’e her madende ve her fabrikada İşçilerin haklarını savunduğu her yerde işte orada Joe Hill’i bulacaksınız. İşte orada Joe Hill’i bulacaksınız.

27 Ocak 2023
İşçi Hareketi Tarihinden
Marksizm ve Gençlik
Share

Source URL:https://fa.marksist.net/node/7841?qt-diger_makaleler=1