Published on Marksist Tutum (https://fa.marksist.net)

Home > California Üniversitesinde Filistin Eylemleriyle Dayanışma Grevi

California Üniversitesinde Filistin Eylemleriyle Dayanışma Grevi

23 Mayıs 2024

california_university_strike2.jpg

İsrail’in Gazze’deki soykırım operasyonları devam ediyor. Ateşkese yanaşmadığı gibi Gazze’nin tümünü hedef tahtasına oturtan İsrail ordusu son olarak Refah bölgesine girerken, mülteci kamplarını da hedef alarak katliamlarını yaygınlaştırıyor. İslam coğrafyasındaki ülkelerde bu konuda kitlesel ve süreklilik arz eden bir protesto dalgası pek sözkonusu değilken, “Hıristiyan” Batı ülkelerinde en başından itibaren, sönümlenmek yerine giderek daha da güçlenen bir protesto dalgası yaşanıyor. Örneğin Londra’da birçok kez yüz binlerce insanın katıldığı kitlesel yürüyüşler düzenlenirken, ABD’de de kitlesel eylemler kesintisiz sürüyor.

7_may_2024_university_of_chicago.jpg

ABD’de bilhassa üniversitelerde güçlü bir Siyonizm ve savaş karşıtı hareketin geliştiğini görüyoruz. Bu durumu kontrol altına almak ve geriletmek için gerek üniversite yönetimleri gerek yerel yönetimler gerekse de merkezi yönetim ciddi bir baskı oluşturuyor. Üniversiteler polis ve ulusal muhafız güçleri tarafından basılıyor, öğrenciler gözaltına alınıyor, coplu gazlı müdahalelere maruz bırakılıyor, protesto amacıyla kurdukları çadır kentler tarumar ediliyor. Yalnızca geçen ay 3000’den fazla öğrenci gözaltına alındı. Devlet terörü sadece öğrencileri değil, onlara destek sunan emekçileri ve hatta öğretim üyelerini bile hedef alıyor. Bu baskıların yalnızca siyasilerden kaynaklanmadığı da görülüyor. ABD’nin en büyük gazetelerine düşen kimi haberlerde, ABD vatandaşı Yahudi milyonerlerin hem yerel yönetimler hem üniversite rektörlükleri hem de basın üzerinde baskı kurdukları belirtiliyor. Doğrudan katıldıkları toplantılarla, kurdukları iletişim ağlarıyla ve hazırladıkları kampanyalarla, üniversitelerdeki gösterileri zorla bastırmanın yolunu döşemeye, Siyonizm ve savaş karşıtlığını Yahudi düşmanlığı olarak lanse etmeye çalışıyorlar.

2024-05-16t055835z_1452263129_rc2dr7ass9rs_rtrmadp_3_israel-palestinians-usa-protests-1715843048.webp

Buna karşın üniversitelerdeki savaş ve Siyonizm karşıtı hareket büyüyüp öğrencilerin dışındaki üniversite bileşenlerini de daha aktif şekilde harekete geçirmeye başlıyor. Önemli bir örnek, on ayrı kampüste 280.000’den fazla öğrenciyi barındıran California Üniversitesinde örgütlü UAW (United Auto Workers) sendikasının grev kararı almasıdır. California Üniversitesinde lisansüstü öğrencileri, akademisyenleri ve diğer üniversite çalışanlarını da bünyesinde barından 48 bin üyeli UAW sendikasının 4811 nolu şubesi, üniversite yönetimini, polisin ve sağcı grupların Filistin yanlısı protestoculara şiddet içeren saldırılarına izin vermek, protestolara katılan sendika üyelerini tutuklamak için polisi çağırmak ve çalışma koşullarını tek taraflı olarak değiştirmek de dâhil olmak üzere haksız ve yanlış uygulamalarla suçluyor. Sendika, üniversite yönetiminden, protestolar nedeniyle öğrencilere ve çalışanlara verilen cezaların kaldırılmasını ve Gazze’deki savaştan çıkar sağlayan silah şirketleriyle yapılan anlaşmaların feshedilmesini talep ediyor. Sendika üyelerinin, saldırıları protesto etmek, ifade özgürlüğünü savunmak için yapılan grev oylamasında %79 evet oyu vermesi üzerine, California Üniversitesinde grev kararı alındı. On ayrı kampüste yürütülecek olan grevde, sendika yönetimi maalesef, tüm işçilerin aynı anda işi bırakması yerine, belirli çalışma alanlarını teker teker greve çıkaracağını açıkladı. 20 Mayısta ilk greve çıkanlar Santa Cruz kampüsündeki 2000 çalışan oldu. Grevin en önemli boyutlarından biri siyasi bir grev oluşu. Çalışanların ekonomik taleplerinin ötesinde savaşa karşı siyasal bir tutum temelinde greve çıkılmış ve böylelikle savaş konusu emekçilerin doğrudan mücadele gündemine sokulmuş oluyor. Üniversite yönetimi, sendikanın taleplerinin “toplu iş sözleşmesi koşulları dışında kalan siyasi talepler” olduğunu, grevin siyasi bir grev ve bu yüzden de yasadışı olduğunu iddia ediyor. Bu tehditlere şimdilik pabuç bırakmayan sendika şube başkanı, “Top California Üniversitesinin sahasında ve atmaları gereken ilk adım, meslektaşlarımıza karşı tüm cezai ve disiplin soruşturmalarının düşürülmesidir” açıklamasında bulundu.
Tüm kampüslerde ortak bir eyleme girişmek yerine emekçileri parça parça harekete geçirmenin grevin etkisini zayıflatacağı geçmiş deneyimlerden de biliniyor. Topluca greve gidilmesini savunan daha mücadeleci gruplar olmasına rağmen şimdilik grevin bu şekilde süreceği görülüyor. Yine de Gazze’de yürüyen savaşa karşı, ileri kapitalist ülkelerde, yalnızca gençliğin vicdani protestolarıyla değil, sınıf mücadelesinin yöntemleriyle de harekete geçilmiş olması önem taşıyor. Biliyoruz ki savaş karşıtı gösteriler, gerçek anlam ve kapsamına ancak işçi sınıfıyla bütünleştiğinde ulaşabilir ve ancak işçi sınıfının ağırlığını koymasıyla gerçek bir başarı elde edilebilir. Umalım ki bu grev, bu doğrultuda atılacak adımlardan biri olsun.

california_university_strike3.jpg

Bugün Batı dünyasında gelişen savaş karşıtı hareket, kapitalizmin tarihsel sistem krizi bağlamından kopuk ve bağımsız bir olgu olarak ele alınamaz. Bunun toplumsal hareketlilikteki genel yükselişin bir parçası olduğu da açıktır. Bu hareketlenmenin önemli bir unsuru olarak, son yıllarda Amerikan üniversitelerinde ve lise gençliği içerisinde sol görüşler popülerleşmiş, sosyalizme dönük ilgi artmıştır. Özellikle 2008 krizinden bu yana, gerek demokratik hak ve özgürlükler için, gerekse de savaş, ırkçılık ve homofobi karşıtlığı temelinde gelişen ve çevre sorunlarına da yüksek oranda duyarlı olan bir gençlik hareketlenmesi söz konusudur. Bu hareketin derin köklerinin ve dinamiklerinin de kapitalizmin tarihsel krizinin yarattığı iktisadi-siyasi-toplumsal ortamda yattığı açıktır. Bu tepkilerin hakiki bir sosyalizm çizgisine kaymaması ve olması gerektiği gibi bir sınıfsal zemine oturmaması için egemenlerin hem yasaklarla engelleme girişiminde bulunduğunu hem de kirli oyunlar tezgâhladıklarını ve türlü manipülasyonlara giriştiklerini biliyoruz. Egemenlerin bugün üniversitelerde yükselen hareketi siyasal düzeyi daha ileri gitmeden boğmaya çalışmalarının altında da aynı korku yatmaktadır. California Üniversitesindeki grev başlar başlamaz, egemenlerin yekvücut olup mahkemeden yasaklama kararı çıkarılması için baskıda bulunmaya başlamalarının nedeni de budur. Bir üniversite sözcüsünün, bugün işçilerin Filistin’deki katliama karşı greve gitmelerine izin verilirse o zaman “California Üniversitesinin ve California’daki diğer tüm kamu kurumlarının sürekli politik ve/veya toplumsal görüşleri destekleyen grevlerle” karşı karşıya kalacakları “uyarısında” bulunması durumu gayet net özetlemektedir aslında.

california_university_strike1.webp

Üniversitelerdeki mevcut hareketlenmeyi 68 baharıyla benzeten çeşitli yorumlar yapılmaktadır ki, bunun ana hatlarıyla doğru bir benzetme olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten de 1968 devrimci dalgasının oluştuğu koşullarla bazı açılardan benzerlik mevcuttur. Dünya çapında etkisini gösteren o büyük devrimci dalga da, II. Dünya Savaşını takiben gelişen ekonomik yükseliş (boom) döneminin artık geride kalmaya, gelişmiş kapitalist ekonomilerin teklemeye başladığı bir süreçte işçi sınıfının giderek yükselen eylemliliği ile bilhassa ABD emperyalizminin Vietnam’da sürdürdüğü emperyalist savaşa karşı gençliğin tepkilerinin kaynaşması temelinde ortaya çıkmıştı. Bugün işçi mücadelesinde o ölçüde keskin bir yükseliş henüz yaşanmasa da, tüm ileri kapitalist ülkelerde emekçilerin mücadelesi geçmişe kıyasla hayli belirgin bir yükseliş içerisindedir. Bunun giderek güçleneceği de açıktır. Kapitalizmin yarattığı sorunlarla boğduğu tüm emekçi kesimlerde büyük bir hoşnutsuzluk ve içten içe bir değişim arayışı mevcuttur. Bu arayışın sosyalizm hattına kanalize edilebilmesi, sınıf içinde devrimci çalışmaya odaklanan proleter devrimci çizginin güçlendirilebilmesine bağlıdır.

23 Mayıs 2024
Emperyalist Savaşlara Hayır!
ABD
Marksizm ve Gençlik
Share

Source URL:https://fa.marksist.net/node/8268?qt-diger_makaleler=2