Pakistan, sadece kamu sektöründe yaklaşık 3,7 milyon insanın çalıştığı 140 milyon nüfuslu bir ülkedir. Kamu sektöründe ve özel sektörde 8300’den fazla sendika kayıtlıdır. Bununla birlikte, bu sendikalar toplam işgücünün sadece %2,5’ini temsil etmektedir. 1990’larda bu oran %6 idi.
Sendika üyeliğindeki bu düşüşün nedeni, kitlesel özelleştirme ve küçülmeler, art arda gelen rejimlerin sendika karşıtı kampanyaları ve sendika karşıtı kanunlar, eski Stalinist sendikaların ve önderliğin çöküşü, IMF ve Dünya Bankasının politikaları, özellikle sözde yapısal uyumlar, liberalleşme ve son olarak da sendika önderlerinin bir dizi teslimiyetidir.
Pakistan işçi hareketi, dünyadaki en bölünmüş hareketlerden biridir. Her kamu sektörüne ait şirket ve bölümlerde, pek çok sendika ve birlik kayıtlıdır. Örneğin, sadece Pakistan Demiryollarında 13 kayıtlı sendika ve 152 birlik bulunmaktadır. Birlik, sendikal etkinliğin yasak olduğu kamu sektörü bölümlerinde örgütlenen gayri resmi sendikalar anlamına gelmektedir ve buralarda işçiler, grev hakkı ya da diğer temel sendikal haklara sahip olmaksızın sadece bir birlik oluşturabilirler. Telekom sektöründe 13 kayıtlı sendika ve 6 birlik faaliyet gösteriyor. 8300 sendika, 28 federasyon ve 3 konfederasyonun toplam işgücünün sadece %2,5’ini temsil etmesinin temel nedeni budur.
Son dokuz yılda gerçekleşen rezil özelleştirme, küçülme ve parçalanma sürecinde, 500.000’den fazla işçi işini kaybetti ve yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yaklaşık 300 insan intihar ederek yaşamına son verdi. Binlercesi, tüberküloz, kanser, kalp sorunları, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklara maruz kalıyor. Sindh’te, Sindh Karayolu Ulaşım Şirketinin (SRTC) 1000’den fazla işçisi, emekli ücretlerini almayı iki yıldan uzun bir süre protesto ettiler. Bunlardan ikisi, üzerlerine benzin dökerek ve ateşe vererek kendilerini kurban ettiler. Diğer pek çoğu da, yakın zamanda aynı şeyi yapma tehdidinde bulundu. İkinci olarak, Pakistan Çelik’in (Karaçi) pek çok işçisi, geçen yıl Karaçi Döküm Kulübü önünde aynı şeyi yapmayı denediler.
Pakistan Sendika Dayanışma Kampanyası (PTUDC) üyeleri, Pakistan işçi hareketinde kilit bir rol oynamaktadır. Özel sektördeki durum, hepsinden daha kötüdür. Şu anda ortalama çalışma saatleri, günde 12 saattir. Hiç tatil yoktur, hafta sonu tatili bile bulunmamaktadır. Fabrikaların sendikalaşması genellikle kan dökülmesiyle sonuçlanmaktadır. Fabrika sahipleri, sendikalaşma sürecini durdurmak için, işçileri dövmek, taciz etmek ve hatta öldürmek üzere yalnızca polisi değil, kendi kiralık gangsterlerini ve haydutlarını da kullanmaktadır. Bunlar, militan sendikaları ezmek için de aynı yöntemlere başvurmaktadırlar. Pencap İşçi Federasyonu kurucu başkanı ve PTUDC’un asıl mimarı olan Yoldaş Arif Şah’ın katledilmesi, bu yöntemlerin ilk elden örneğidir. O, Lahor dışındaki evinde, patronların kiralık katilleri tarafından öldürüldü.
Pek çok fabrikada, patronlar, kendi sarı sendikalarını kurmuştur. Bugün günlük ortalama ücret, hâlâ bir ABD dolarının altındadır. Kadın işçilerin koşulları berbat durumdadır: günde 14-16 saat çalışma, 60 cent’lik (günlük 40-50 rupi) bir ücret, işyerlerinde sürekli cinsel taciz, özellikle de sömürünün çok daha rezil bir biçimde gerçekleştirildiği çokuluslu ilaç şirketlerinde. Bu kadın işçiler için, sağlık, ilk yardım, eğitim, ulaşım ya da sosyal güvenlik gibi hiçbir temel imkân söz konusu değildir. Gece geç saatlere kadar çalışmak zorundadırlar. Geçen yıl 13 genç Hıristiyan tekstil işçisi, gece yarısı işten çıktıktan sonra evlerine dönerken eşkıyaların tecavüzüne uğradı. İçinde yaşadığımız bu toplumda, benzer birçok olay söz konusu.
PTUDC’un Rolü
PTUDC, işçi hakları için mücadelede önder bir rol oynuyor. Son iki yıldır, işçi hareketinin ön saflarındadır. PTUDC, özelleştirmelere, küçülmelere, fiyat artışlarına, işsizliğe, mevcut rejimin diğer işçi karşıtı politikalarına ve daha geçtiğimiz günlerde Afganistan’daki mevcut emperyalist savaşa karşı 70’ten fazla halk mitingi örgütledi.
Özeleştirmelere ve küçülmelere karşı 20.000’den fazla poster bastık. Afganistan’daki mevcut emperyalist saldırıya karşı da binlerce poster bastık. Pakistan’daki işçilerin her mücadelesine ve hareketine katıldık ve müdahale ettik. Mevcut rejimi, devlete ait pek çok şirket ve fabrikanın özelleştirilmesinden vazgeçmek zorunda bıraktık. Özellikle de telekom ve gübre sektöründe.
Sindh ve Pencap’daki öğretmen hareketinde kilit bir rol oynadık. Sindh ve Pencap’da şeker sanayiindeki hareketlere önderlik ettik. Müdahalemizden sonra sendikal hakların geri verildiği bir posta işçileri hareketine başarılı şekilde önderlik ettik. Balucistan’daki yoldaşlarımızın cesur çabalarıyla 5000 kişi işten atılmaktan kurtuldu. Sağlık sektöründeki mücadeleyi de başarılı bir şekilde kazandık.
Sindh’te, önder yoldaşlarımız yeniden görevlerine iade edildiler. Şimdi işlerine geri dönüyorlar. Kampanyamız, Pakistan Çelik Fabrikalarında çalışan Karaçi örgütçümüzün işe dönmesini de sağladı. Bizler, uluslararası işçi hareketinin desteği ve yardımı olmaksızın, bu mücadeleleri asla kazanamazdık. Bu uluslararası kampanyalar, işçilerin birlik anlayışını ve Pakistan’da enternasyonalizmi geliştirmiştir. Bu, her yoldaşın, özellikle de her sendika aktivistinin moralini de yükseltmiştir.
Yoldaş Hamid Han’ın sözleriyle, onların moralleri Himalayalar kadar yüksektir.
Yardımlarınızla kazanacağız!
Halid Bhatti (PTUDC Ulusal Organizatörü)
[Bu yazının İngilizce orijinali www.marxist.com adresinde yer almaktadır.]
link: Halid Bhatti, Pakistan'da İşçilerin Durumu, 23 Kasım 2001, https://fa.marksist.net/node/221
Köktendinciliğin Yeniden Dirilişi: Nedenler ve Olasılıklar
Hindistan ve Pakistan: Bir Kez Daha Savaşın Gölgesinde