Engelliler, 28-29 Mart tarihlerinde, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok kentte, AKP’nin 2013’ten bu yana engellilere yönelik sosyal yardımları kısmasını protesto etmek için alanlardaydılar. “2022 ve Evde Bakım Yasaları Değiştirilsin, Engelli ve Yaşlıların Mağduriyeti Son Bulsun, Uyumuyoruz, Uyarıyoruz” diyerek birleşen engelliler, “Yaşlılık sefillik olmamalı”, “Sokakta olmak istiyoruz”, “2022 neden uçuruldu” sloganlarını yükselterek taleplerini dile getirdiler. Engellilerin ve yaşlıların maaş almasını zorlaştıran yasa değişikliğini kabul etmeyen 174 Engelli Derneği ortak eylem kararı almıştı. 28 Martta 24 saatlik oturma ve uyumama eylemi yapan engelli örgütleri, yasa değişikliği yapılmadığı takdirde Mayıs ayında eylemlerine devam edeceklerini bildirdiler.
Sosyal yardımlarla övünen AKP hükümeti, engellilere ve yaşlılara bakım yardımlarını kısan yasaları 2011’den bu yana yavaş yavaş, alıştıra alıştıra geçirmek istiyordu. 2013’te yapılan ve çeşitli düzenlemelerle evde bakım, engelli ve yaşlı maaşlarının alımını zorlaştıran yasa değişiklikleri nedeniyle, yüzlerce engellinin maaşı kesildi. Birçoğuna ödeyemeyecekleri miktarda cezalar kesildi. Ödeyemeyenlere Hazine tarafından dava açıldı.
Son düzenlemeyle beraber engellilerin ve yaşlıların evde bakım maaşlarında ciddi bir gerileme söz konusu. Bu durumu Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Avukat Turan Hançerli şöyle aktarıyor: “Bu maaşı alan 1 milyon 200 bin kişiden 1 milyonunun maaşı kesilecek… Türkiye’de 65 yaş üstü yaşlının ve engellinin aylık maaş aldığı 2022 sayılı kanun ile kendi ihtiyaçlarını gideremeyen, bir kişinin yardıma muhtaç olan insanlara, bakım hizmeti sunulmasını sağlayan 2828 sayılı Sosyal Hizmet Kanunu var. Bu iki kanun 2013’de yapılan düzenleme ve ara düzenleme uygulamalarıyla çok daha katı hale getirildi. Artık yaşlı ve engellinin maaş alabilmesi için ailede kişi başına düşen gelirin 286, evde bakım maaşı alabilmesi için de 572 liranın altında olması gerekiyor. Ayrıca, engelli ve yaşlı maaşı alabilmek için sadece ailenizin değil, üçüncü derece akrabaya kadar gelirin düşük olması şartı getirildi. Eskiden de nafaka hükmü vardı ama buna değil, sadece engellinin durumuna bakılıyordu. Maaşın verilebilmesi için de, sadece aile efradı olan anne ve babanın gelirine bakılıyordu.”
Evde bakım maaşı hesaplanırken artık giderlerin değil sadece gelirlerin dikkate alındığını söyleyen Hançerli şunları ekliyor: “Örneğin 1800 lira alan 3 kişilik bir aile düşünün. Bu ailede kişi başına geliri 600 liradır. Ama bu kişinin 700 lira kira verdiğini düşünün. Geriye kalan ve ihtiyaçları giderecek olan 1100 lira ama biz geriye kalan parayı 3’e bölemiyoruz. Yine 1800’ü üçe bölüyoruz… Yeni düzenlemeyle, ailenin tüm gelirlerinin dikkate alınması ve bu gelirin zorunlu olarak paylaşılıyor görünmesi, engelli bireyi o aile içerisinde güçsüz bırakıyor. Yani engelli ve bakıma muhtaç olan kişi, ekonomik olarak ailenin başka bireyine daha bağımlı hale getiriliyor.”
Engelli bireyi olan aileler de bu engellerin üstesinden gelmek için kendilerince çeşitli yollar deniyor. Avukat Hançerli, insanların bu yardımları almak için eşlerini boşadıklarını, düzenli maaş alan aile bireylerinin evden ayrılmak zorunda olduğunu, ailedeki bireylerin çalışıyor gözükmemek için sigortasını yaptırmadığını da aktarıyor. İşçi ve emekçileri çok düşük ücretlerle ve daha uzun iş saatleriyle çalışma koşullarını dayatan AKP hükümeti, evdeki engelli aile bireyinin küçücük gelirini de keserek yoksul ailelerin yaşamını altüst ediyor.
Yeni getirilen mevzuat, yaşanan örneklerde olduğu gibi harfiyen uygulanırsa 1 milyon 200 bin engellinin 1 milyonunun maaşı kesilecek. Bu değişiklikler son iki yıldır, toplumun gözüne fazlaca batmayacak düzeyde olmasına dikkat edilerek uygulanıyordu. Son dönemde gelir testleriyle ilgili mevzuat değiştikten sonra, kesintiler hız kazandı. Yaşlıların ve bakıma muhtaç engellilerin maaşları çeşitli gerekçelerle iptal ediliyor: Evde bakıma muhtaç kişiyi ziyaret eden Sosyal Hizmetler görevlileri kişiyi evde görmediğinde muhtaç olmadığı kanaatine varabiliyor. Hastaneye gitmek, dışarı çıkıp hava alabilmek için engelli aracı aldığında yeterli ekonomik duruma sahip olduğuna kanaat getirilerek maaşı kesiliyor. Engelliye bakmayı bıraktık çoğu zaman tanımazlıktan gelen üçüncü dereceden akrabalar belirli bir ekonomik düzeye sahip olduğunda engellinin muhtaçlık durumunun olmadığına kanaat getiriliyor ve maaşı kesiliyor. Kesilmekle kalmıyor, daha önce verilen maaşlar faiziyle geri isteniyor.
Bakıma muhtaç engellilere bütçeden pay ayırmak istemeyen AKP hükümeti, toplumun diğer kesimlerini bu konudaki politikalarına ikna etmek için hilelere başvurmaktan geri durmuyor. Başbakan Davutoğlu, Mart ayının başında partisinin grup toplantısında engellilere müjde veriyor ve kendi işini kurmak isteyen engelliye 36 bin lira hibe vereceğini söylüyordu. Engelliler yıllardır kendilerini daha fazla muhtaç hale getirecek olan yasaların kaldırılmasını beklerken, bu müjdeyi veren hükümet aslında “size verecek bütçem yok” demiş oluyor. Sadaka verir gibi verdiği maaşı geri almak için bile türlü bahaneler bulan hükümete, bu hibeyi almak için kaç engelli güvenecek? AKP’nin her konudaki yüzsüzlüğü bu konuda da pervasızca devam ediyor ve sorun çözmek yerine büyük vaatlerle oyalama taktiği kullanıyor! Toplumu manipüle ediyor, engellileri daha da yalnızlaştırmaya çalışıyor. Engellilerle ilgili politikalarını hasıraltı edip, “biz veriyoruz ama onlar almıyor” şeklinde göstermeye çalışıyor.
“Engellileri eve hapsolmaktan kurtardık” diyen AKP yine kendi yasalarıyla engelliyi eve hapsetti. Engellileri yakınları için yük haline getirdi. Engellinin eli ayağı olan araçları bile varlıklı olma gerekçesi olarak sunup engelliyi ailelerinin sırtına yükledi. Aileler ödeyemeyecekleri maddi yükün altında mağdur olmanın verdiği üzüntüyle psikolojik çöküntü içine girmeye başladılar.
Engelliler artık AKP hükümetinin bu politikaları karşısında sessiz durmayacaklarını söylüyorlar. Bundan sonraki süreçte bu haklarını almak için mücadeleye devam edeceklerini açıklıyorlar. Doğrusu mücadeleden başka bir yol olmadığı ortada! Kapitalist düzende insanın değeri parası kadardır. Sermaye sınıfı kendisine kâr getirmeyen her şeyden kurtulmak ister. Bu onun doğasında var! İşçi sınıfının doğasında da daha iyi ve insanca bir yaşam özlemi var. Bu isteklere ve özlemlere onu engelleyen sermaye sınıfıyla mücadele etmeden ulaşılamaz. İnsanın insana muhtaç olmadığı, yaşlıların, sakatların toplumda yük olarak görülmedikleri, üretken olabilecekleri alanların yaratılacağı, kendilerini değerli hissedecekleri, herhangi bir kaygı duymadan mutlu olacakları bir dünyayı ancak sosyalizm için mücadele ederek yaratabiliriz.
link: Aylin Dinç, Hükümet Engelli ve Yaşlıların Maaşına da Göz Dikti, 3 Nisan 2015, https://fa.marksist.net/node/4104
Erdoğan-Ordu Uzlaşması ve Tehlikeli Provokasyon Süreci
Kürt Sorununda Hükümetin “Katır” İnadı