Sınıf Mücadelesinde Marksist Tutum sitesi, yayın hayatına başlangıç günü olarak işçi sınıfının mücadele takviminde anlamlı bir gün olan 1 Mayısı seçmişti. Bundan bir yıl önce, 1 Mayıs 2002’de, sınıf mücadelesinde Marksist tavrı yansıtma gayesiyle yayınımıza başlamıştık. Bu bakımdan 1 Mayıslar bizim için çifte anlam taşıyor.
Okurlarımızın 1 Mayısını, sömürünün, yoksulluğun, zulmün, adaletsizliğin ve savaşların olmadığı sınıfsız ve devletsiz bir dünyaya duyduğumuz ortak özlemin coşkusuyla ve komünist selamlarımızla kutluyoruz. Bu 1 Mayıs, sitemizin birinci yıldönümü olması dolayısıyla bize ayrı bir sevinç ve kıvanç veriyor. Bu vesileyle, dileyen okurlarımızı duygu ve düşüncelerini bizimle paylaşmaya davet ediyoruz.
Marksist Tutum, dünya tarihinin çok önemli bir dönemeç noktasında yayınına başlamıştı. Sadece şu son birkaç yılın dünya çapındaki gelişmelerine baktığımızda dahi, yüz yılda ya da elli yılda bir gerçekleşen türden dev ölçekli değişimlerin ortasında olduğumuz anlaşılıyor. Sitemizde yer verdiğimiz yazılarımızda da ifade ettiğimiz gibi tarihin şimendiferi bir kez daha hızlanmış durumda. Yayınımıza sadece bir yıl önce başlamış olmamıza rağmen adeta on yıl geçmiş gibi bir hisse kapılmamak elde değil. Bunun sebebi ne? Engels bir keresinde sınıf mücadelesinde bazen yirmi yılın biteviye bir gün gibi geçtiğini, bazen de bir günde yirmi yılın yaşandığını söylemişti. Geçtiğimiz bu birkaç yılın öyküsünü en iyi özetleyecek sözler bunlar olsa gerek.
Yeni binyılın başlangıcına damgasını vuran gelişmeler, toplumsal yaşamın belli başlı tüm alanlarında eski dönemin belirleyici niteliği olan göreli istikrarın berhava olduğuna işaret ediyor. Kapitalizm dünya çapında belki de tarihinin en derin bunalımıyla yüz yüze. Bu bunalım kendisini, dünyanın dört bir köşesinde sınıflar ve devletler arası ilişkilerde tansiyonun genel bir yükselişiyle açığa vuruyor.
İşçi sınıfı ve diğer emekçi kesimler tüm dünyada eski ataletlerinden sıyrılmaya ve yıllardır aldıkları seri darbelere karşı ilk ataklarını yapmaya başlıyorlar. İşçi sınıfı ve diğer emekçi kesimlerin bu uyanışı, kendisini, olağan dönemlerin dışında sinyaller veren seçim sonuçlarıyla, yoğunlaşan grev ve genel grevlerle, milyonların katıldığı gösterilerle, ve hatta bazı ülkelerde devrimci durumlar doğuran halk ayaklanmalarıyla dışa vuruyor.
Sadece hafızamızı şöyle bir yokladığımızda dahi dünya devriminin yeni bir dalgasının yaklaşmakta olduğunu görmek işten değil: 1999’un son günlerindeki Seattle gösterisi ve takip eden dönemdeki küreselleşme ve kapitalizm karşıtı gösteriler serisi, 2000’de Ekvator’daki halk ayaklanması, Yunanistan’daki genel grev, Bolivya’da ayaklanmanın eşiğine gelen gösteriler, 2001’de bir kez daha Ekvator’daki halk ayaklanması, bir kez daha Yunanistan genel grevi ve yılın son günlerindeki devrimci durum doğuran Arjantin halk ayaklanması, İspanya ve İtalya’daki genel grevler, 2002 Nisanında Venezuela’da yaşanan askeri darbe ve buna karşı gelişen halk hareketi sonucunda darbenin püskürtülmesi, aynı günlerde Fransa seçimlerinde Faşist Le Pen’in elde ettiği başarıya karşı yüz binlerin sokaklara dökülerek yaptığı anti-faşist gösteriler, yıl sonuna doğru Türkiye ve Brezilya seçimlerinde ifade bulan halk tepkisi, ve nihayet 2003 yılında Irak’a yönelik emperyalist saldırganlığa karşı dünya çapında gelişen muazzam savaş karşıtı hareket. Öyle görünüyor ki tüm dünyada bir “heyula” dolaşıyor.
Kapitalizmin derin bunalımı başka siyasi gelişmeler ve iktisadi sonuçlarla da kendisini açığa vuruyor. 2001’in 11 Eylülünde ABD’de gerçekleşen akıllara durgunluk verici uçak saldırıları sonucunda çöken kuleler, ardından ABD emperyalizminin Afganistan’a yönelik vahşi saldırganlığı. Ardından bu dizinin ikinci ayağı olarak Irak’a karşı başlatılan emperyalist ABD kampanyası, bunun emperyalist kampı ortadan ikiye bölerek, başta Birleşmiş Milletler gibi kurumlar olmak üzere tüm mevcut uluslararası ilişkiler sisteminin temellerini dinamitlemesi ve bu kampanyanın, içinden geçmekte olduğumuz şu günlerde kanlı Irak savaşıyla sonuca ulaştırılması. Tüm bunların temelinde derinden derine işleyen dünya ekonomisi yasalarının yeni bir krizin çanlarını çalmaya başlaması. Dünya borsalarında son bir iki yıldır yaşanan dramatik düşüşler, birbiri ardına patlayan şirket skandalları, ekonomik büyümenin durma noktasına gelmesi, işsizlik ve yoksulluğun giderek tırmanması. Dünyanın daha yoksul bölgelerinde açlık ve sefaletin dayanılmaz boyutlara ulaşması. Sosyal hizmetlerin vahşice budanmaya başlaması, vb. Özetle tüm dünya durumu, global ölçekte patlayıcı dinamiklerin hızla gelişmekte olduğunu ve muazzam ölçekli dönüşümlerin yaşandığı tarihsel önemde bir dönemeç noktasından geçtiğimizi şüpheye yer bırakmayacak ölçüde gösteriyor.
İşte Marksist Tutum bu dönemecin tam ortasında doğdu ve o günden bu yana dünya çapındaki bu çalkantılı olayların tozu dumanı içinde işçi sınıfının ve gençliğin ileri kesimlerine devrimci Marksizmin ışığında bir perspektif sunma çabası gösterdi. Marksist Tutum geçtiğimiz bu bir yıl zarfında işçi sınıfının bağımsız tarihsel çıkarlarının tavizsiz savunucusu oldu ve bundan böyle de öyle olmaya devam edecek. Bu bir yıl içinde Marksist Tutum’un enternasyonalist komünist sesi adresine ulaşmış ve sınıf mücadelesinin ön saflarında yankılarını bulmuştur. Ortaya koyduğumuz perspektifin birçok kişi ve çevre tarafından izlendiğini ve dikkate alındığını çeşitli vesilelerle görüyoruz. Küçük-burjuva sosyalizminin bin bir kılıkta adeta içinden fışkırdığı bu kadim topraklarda, işçi sınıfının enternasyonalist bilimsel sosyalizm anlayışının kendine yaraşır yeri bulacağına hep güvendik ve bu tarihsel iyimserliğimizin boş olmadığının son derece güçlü işaretleri var. Bu bizi kıvandırıyor ve azmimizi biliyor.
Dünya işçi sınıfının devrimci mücadele geleneğinin adeta tacı olan 1 Mayıs meşalesinin coşkun ateşiyle, tüm okurlarımızın bu mücadele gününü bir kez daha kutluyoruz. Ayrıca, hem 1 Mayıs hem de sitemizin birinci yıldönümü dolayısıyla okurlarımızdan duygu ve düşüncelerini bizlerle paylaşan mesajlarını bekliyoruz. Kavga dolu günler dileğimizle.
Yaşasın 1 Mayıs!
Başka bir dünya mümkün, onun adı sosyalizm!
Kahrolsun kapitalizm! Yaşasın sosyalizm!
Bütün dünyanın işçileri birleşin! Yaşasın işçi sınıfı enternasyonalizmi!
Marksist Tutum
link: Marksist Tutum, Marksist Tutum Bir Yaşında!, 1 Mayıs 2003, https://fa.marksist.net/node/439
1 Mayıs'ın Kökenleri Nedir?
Gebze'de 1 Mayıs