Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Acun Karadağ’ın da yargılandığı davanın altıncı duruşması 1 Aralıkta Sincan Cezaevi Kampüsünde görüldü. Açlık grevinin 268. gününde olan Gülmen duruşmaya yine getirilmedi ve beyanı SEGBİS aracılığıyla alındı. Beş gün önce yapılan duruşmada, mahkeme, savcının adli kontrolle tahliye talebine rağmen Gülmen’in tutukluluğunun devamına karar vermişti. Bu duruşmada ise dava karara bağlandı. Mahkeme, Semih Özakça ve Acun Karadağ’ın beraatine karar verdi. Nuriye Gülmen’e ise “örgüt üyeliği”nden 6 yıl 3 ay ceza verildi. Ancak tutuklu bulunduğu süre ve ceza miktarı göz önünde bulundurularak adli kontrol şartı ve yurtdışına çıkma yasağıyla birlikte tahliyesine karar verildiği açıklandı.
34 kiloya düşene dek tecritte tutulan Nuriye Gülmen ve üç duruşma önce salıverilen Semih Özakça açlık grevlerine devam ediyorlar. İç ve dış kamuoyunun basıncından kaçınıp, “hapiste öldüler” dedirtmemek için iki eğitimciyi serbest bırakan iktidar, bir yandan da işe iade konusunda geri adım atmayarak onları ölüme mahkûm ediyor.
Avukatları tarafından yapılan açıklamada, Gülmen’e yönelik örgüt üyeliği cezasının işe iadenin önünü kesmek için verildiği vurgulanarak şöyle denildi: “Müvekkilimiz Nuriye Gülmen tahliye oldu, mahkeme örgüt üyeliğinden cezalandırılması kararı verdi. Karar hukuka ve vicdana aykırıdır! Türkiye halkları açısından bu kararın bir önemi yoktur. Karar, işe iadenin önü kesilsin diye verilmiştir!”
İki eğitimcinin işlerine dönme mücadelesine destek için eylem yapan yüzlerce insan aylardır polis saldırısına uğruyor. Avukatları birbiri ardına tutuklanıyor. Ancak bu haklı talep tüm baskılara rağmen yükseltilmeye devam ediliyor.
Açlık grevindeki Nuriye ve Semih’in yaşadıkları sağlık sorunlarının ve hayati riskin sorumlusu siyasi iktidardır.
Barışın, demokrasinin, adaletin sesi oldukları için işten atılan kamu çalışanlarına tüm hakları iade edilsin!
OHAL kaldırılsın, KHK’lar iptal edilsin!
link: Marksist Tutum, Gülmen ve Özakça Davasında Beraat, Hapis Cezası, Tahliye!, 1 Aralık 2017, https://fa.marksist.net/node/6091
“Ben Böyle Bir Dünyada Yaşamak İstemiyorum”
Sağlık Sistemi Alarm Veriyor